SAPANCA’YI KONU ALDI VE 'ORUÇ BASKISI' DİYE YAZDI

GÜNCEL

SAPANCA’YI KONU ALDI VE 'ORUÇ BASKISI' DİYE YAZDI

SOMA felaketi sonrası twitter’dan attığı ilginç mesajla gündem olan Posta Gazetesi yazarı Yazgülü Aldoğan, dünkü köşe yazısında Sapanca’yı konu aldı ve “Oruç baskısı” diye yazdı.

İşte Aldoğan'ın o yazısı:

Maalesef diye diye hakkın yeniyor

Gölün sulan o kadar durgun ki, kolalı bir örtü gibi çizgisiz. Akşama doğru dalgalanıyor. Büyük değil, kıyılarda ışıklar yaranca gece insana İstanbul Boğazı hissini veriyor. Yürüyüş yaptığım yol boyunca oyun oynayan çocuklara bile rastlamıyorum. Sanki kasaba, bir alarm verilmiş de boşaltılmış gibi, ıssız, sessiz. kiralık, satılık ve devren kiralık ilanların tamamen terk edildiği izlenimini uyandırıyor.

Tam Nuri Bilge Ceylan'lık bir atmosfer. Gelsin burada bir kasaba sıkıntısı, yaz uykusu filan çeksin! Oysa bu gölün ve manzaranın benzeri Lago di Garda, İtalya'nın en gözde tatil yerlerinden biri.

Oruç baskısı

Sapanca'nın terk edilmiş görüntüsünün nedenini ise kasabanın merkezine gidince anlıyorum; lokanta ve kafelerin üzerinde "iftarda açığız" yazılı. İskemleler, giren olmasın diye masaların üzerine ters çevrilmiş. Bir pastaneden gelen mis kokulara yönelip kıymalı pide alıyor, masaları göstererek "Burada yiyebilir miyiz?" diye soruyoruz. "Kapalı yerim yok, maalesef, yiyemezsiniz" diyor, dükkan sahibi. Genç bir müşteri. "Buralar böyle, maalesef" diye doğrularken sıradaki sakallı genç kızıyor: "Biz oruç tutuyoruz, bize saygı göstermek zorundasınız" diye araya giriyor. "Ben de hastayım, ilaç alacağım, oruç tutmuyorum, bir şey yemem lazım, siz niye bana saygı göstermiyorsunuz?" cevabıyla laikliğin damardan tartışması sürerken kenarda oturan sakallı amca lafa karışıyor, "Ben din hocasıyım" diyor.

Herkes susup ne diyecek diye bekliyor. "Hanım haklı. İsteyen tutar, isteyen yer. Kimse kimseye karışmamalı. Ama maalesef, burada böyle!" Haklı da olsan. "maalesef". Konya'da, Erzurum'da değil, İstanbul'a 130 km mesafede, Sapanca'dayız! Sahil kenarındaki küçük turistik kafeler ise bir yabancı gelir de bari çay satarız diye kapılarının önünde bekliyor. Maalesef onlar da bu atmosfere pek gelmiyor.

POSTA GAZETESİ